14 Ekim 2015 Çarşamba

Uçuşa Hazırlanmak

Bir diğer konu ise, fiziksel hazırlık. Ekipler ertesi günkü uçuşun süresine, başlangıç ve bitiş saatine göre uyku saatlerine de dikkat etmeye çalışırlar. Örneğin uçuşunuz ertesi gün akşam 9-10'da başlıyor ve sabaha kadar sürecekse, bir gün önce elinizden geldiğince geç yatıp ertesi gün geç uyanmaya çalışırsınız. Uçuşunuz erkense de ona göre erken yatmaya çalışarak fiziksel olarak da uçuşa kendinizi hazırlarsınız. Uçuş öncesinde çok yorulmamaya ve yediklerinize özen gösterirsiniz.




Şirket ve operasyona bağlı ufak tefek değişiklikler olsada kokpit ekibi genelde bir saat öncesinde, dispatch denen birimde buluşurlar. Dispatch yetkilileri tarafından hazırlanmış uçak planlarını, hava durumları gibi uçuşla ilgili tüm dökümanlar alınır. Ayrıca dispatch görevlisi, eğer herhangi önemli bir bilgi varsa, uçağın gecikmesinde hava durumlarında vs. gibi, ekibe bu esnada bildirir. Kokpit ekibi bu bilgiler ve tecrübeleri doğrultusunda uçuş planındaki yakıt miktarına bakarak dispatch'deki görevliyle alınacak yakıta karar verirler.

Daha sonra kokpit ekibi, kabin ekibiyle tanışır. Burada kokpit ekibi aldığı bilgileri kabin ekibiyle paylaşır. Biraz tanışma, biraz uygulanacak usulleri hatırlama şeklinde geçen brifingin ardından ekipler eğer uçak geldiyse uçağa geçerek gerekli hazırlıklara başlarlar.

Kokpit ekibinden birisi kokpitte herhangi olmaması gereken birşeyin olup olmadığını kontrol eder. Bu hem güvenlik açısından hem de sizden önce uçanların unuttuğu bişey olup olmadığını kontrol etmek için önemlidir. Sonra uçakta bazı testler yapılarak uçak kokpit tarafında hazır hale getirilir. Diğer kokpit ekibi ise, uçağın dışında dolaşarak uçağın gövdesinde, iniş takımlarında, motorlarında herhangi bir darbe ya da sızıntı gibi bulguların olup olmadığını kontrol eder. Daha sonra iki kokpit ekibi de, uçakta gerekli belgelerin olup olmadığı kontrol edilerek eksik varsa kalkıştan önce temin edilmesini sağlarlar. Her iki kokpit üyesi de hazır olduğunda, uçuşu gerçekleştirecek olan pilot diğerine uçağın motor çalıştırmadan düz uçuşa geçene kadar yapacaklarının brifingini verir. Piste kadar hangi yollardan gitmeyi beklediğini, kalkıştan sonra hangi usulleri uygulayacağı, kalkış sırasında ya da kalkıştan sonra herhangi bir acil durumda yapmaları gerekenleri diğer pilota detaylı şekilde anlatır. Burada önemli olan kulenin size vereceği talimatlarla sizin uçağın sistemlerine girdiğiniz ve diğer pilota yaptığınız brifingteki usuller aynı olmalıdır. Her değişiklikte, değişen bölüm tekrar konuşularak hiçbir pürüz kalmaması sağlanır.


Gelelim kabine. Peki onlar ne yaparlar? Uçaktaki gerekli ekipmanların kontrolüyle başlarlar. Tarihleri ve kullanılıp kullanılmadığını kontrol ederler. Taşınabilir oksijen tüpleri, yangın söndürücüler vs... Ayrıca uçakta bulunması gereken bebek kemerleri gibi diğer ekipmanlar da kontrol edilir. Tüm ekipmanları kontrol ettikten sonra uçakta güvenlik kontrolü yapılır. Bir önceki uçuştan kalan herhangi birşeyin kalıp kalmadığını kontrol ederler. Tüm koltukların altı ve koltuk arkasındaki gözlerin içi kontrol edilir. Bir yandan güvenlik kontrolü yapılırken bir yanda da uçakta yüklenmiş olması gereken ikramın kontrolü yapılır. Eksikler yer görevlilerinden talep edilerek tamamlanması sağlanır.


Kamir amiri, kabin hazır olduğuna kokpite gelerek kaptana uçağın yolcu için hazır bilgisini verdiğinde eğer herhangi bir teknik sıkıntı ya da uçuş için gecikme yoksa yolcu alımına başlanır. Bazı havayolları, cep telefonlarını kapılar açık olduğu sürece kullanımına izin verirken bazıları ise uçakta hiçbir şekilde cep telefonu kullanımına izin vermiyor.

Yeri gelmişken söyliyim. Cep telefonları gerçek birer tehdittir uçak sistemleri için. "Ben açık bıraktım birşey olmuyor" diyenleri duyabilirsiniz ama siz yine de kapalı tutun uçuş boyunca. Çünkü ciddi durumlarda, cep telefonlarından sorun yaşayan uçakların raporları bulunmakta. Fakat her zaman aynı sorunlar yaşanmıyor. O, "Ben kapamadım birşey olmadı" diyenler şanslı olanların arasındalar.

Tabii bir Boeing 737 uçağında THY'de 155, özel şirketlerde 189 yolcu kapasitesi bulunuyor. Bu kadar yolcuyu 4-5 tane kabin memurunun sürekli takip etmesi mümkün değil. Burada biraz da bizlere görev düşüyor. Kapatması gerektiği halde, hala cep telefonuyla konuşan ya da mesaj atan birini görürseniz tatlı dille uyarmanızı ya da kabin görevlisine bilgi vermenizi tavsiye edebilirim.

Bazı havayolları, yolcu uçağa binerken yolcuların boarding kartlarında yazan uçuş numaralarını kontrol eder. Böylece yanlışlıkla o uçağa gelmiş yolcu varsa daha kapıda bu sorunu çözerler. Kim yanlış uçağa biner demeyin çok sık yaşanan olaylardandır. Yolcuların tamamı uçağa geldikten sonra, yer görevlileri kokpit ekibine "Load & Trim Sheet" denen bir döküman getirirler. Bu dökümanda uçakta olması gereken yolcu sayısı yazar. Kabin ekipleri de yolcuları sayar. Bu iki sayı aynı olduğunda tüm yer görevlileri uçaktan indirilerek kapı kapanır.

Fakat burada bir farklılık varsa, yolculardan bir veya birkaçı ya duty free'de ya da havalimanının içinde herhangi bir yerde kaybolmuş demektir. Diyelim ki bir yolcu eksik. Kalkış saati geldi. Yolcu gelmedi diyerek kapıyı ne yazıkki kapatıp uçuşa başlayamıyoruz. Öncelikle o yolcuya ait tüm çantaların kargo kısmında bulunarak uçaktan indirilmesi gerekiyor. Havacılıkla ilgili yapılmış konvansiyonlarda alınan kararlar gereğince, uçmaktan vazgeçen ya da uçağa gelmeyen birinin bagajı hiçbir şekilde güvenlik nedeniyle taşınamıyor. Geçmişte bu şekilde terör eylemleri mevcut. Eğer yolcu sayısı ve dökümandaki sayılar eşitse kapıları gönül rahatlığıyla kapatıp uçuşa başlayabiliyoruz.

Yeri gelmişken, kabin memurları genelde uçan garson olarak görünselerde onların asıl görevi sizlerin güvenliğidir. Tabii bir diğer görevleri de hizmettir fakat tek işleri ya da en önemli işleri hizmet olduğunu düşünmemek gerekir. Bazen sizlerden anlamsız gelen isteklerde de bulunabilirler. Mesela sabah erken saatlerde camdan güneş içeri dolarken siz camı kapatmak istediğinizde, iniş ve kalkışta ısrarla camın güneşliğini açık tutmanızı isteyeceklerdir. Ya da ayak altında herhangi bir çanta bulundurmamanız için ısrarlı davranabilirler. Eğer kafanıza takılan bir uygulama olursa, uygun bir zamanda çekinmeden sorun. Tabii bu uygun zaman kalkış - iniş öncesi değil daha çok düz uçuşta olmasına özen gösterinki sizlerle rahatça ilgilenebilsinler. Ama merak etmeyin, ben sizi merakta bırakmıycam :) Herhangi bir acil durumda, tabii allah göstermesin, dışarıdan içerinin içerden de dışarının görülebilir olması için güneşlikler iniş ve kalkışlarda açık tutulması istenir. Ayak altındaki çantaların da, herhangi bir tahliye anında yaşanabilecek bir kargaşada insanların takılıp düşmesine ve kargaşayı daha da arttırabileceği düşüncesiyle baş üstü dolaplarına konması istenir.

Uçuş gerçekleşip, gideceğiniz havalimanına indiğinizde sizler uçağı terkedersiniz. Sizler indikten sonra uçakta hummalı bir çalışma daha başlar. Bir yandan yakıt alınır. Bir yandan temizlik yapılır. Yer ekibi gerekli dökümanları getirerek kokpit ekibinin incelemesini sağlar. Yolcu bilgisini kabin ekibine verir ve herkes elinden geldiğince kısa sürede uçağı hazır hale getirmek için görevini eksiksiz yerine getirmeye çalışır. Kabinde temizliğin ardından tekrar güvenlik kontrolü yapılır. İkram ile ilgili bir düzenleme gerekiyorsa o yapılır ve tekrar kaptanla konuşarak yolcu alımı için uygun zamanı kararlaştırırlar.

Benden sizlere nacizane tavsiye, eğer uçuşta sizi rahatsız eden herhangi birşey varsa vakit geçirmeden kabin ekibine haber verin. Bu gizli gizli cep telefonu kullanan bir yolcu da olabilir ya da dışarda gördüğünüz ve ya duyduğunuz anormal dışı herhangi birşey olabilir. Fazla bilginin hiçbir zaman zararı yoktur ama belki o anda gördüğünüz ya da duyduğunuz ufak bir aksaklık, daha sonra büyüyerek çok daha büyük sorunlara neden olabilir.

Sizlerin de dikkatini çekmiş olabilir. Sürekli kötü durumlardan bahsediyorum. Ekiplerin hep kötü durumları konuştuğunu söylüyorum. Gerçekten de durum böyle. Belki bu da bizlerin ruh haline bir süre sonra yansımaya başlıyor. Sürekli bir tehdit tanımlası içine girebiliyoruz. Fakat sanırım bu şekilde, bu meslekte hayatta kalıyoruz...

Herkese tehditsiz, rahat uçuşlar...

3 yorum:

  1. İşte asıl benim merak ettiğim şeyler. İmkanım olsa bu konuda bi belgesel çekmek istiyorum. Sonuçta biz sadece bilet alıp uçağa biniyoruz, ama taa firmanın o uçağı planlaması, ekibi planlaması ve bu anlattıklarınızda dahil olmak üzere arkada kalan herşeyi anlatacak bi belgesel. Birgün inşallah gerçekleştirebilirim.

    YanıtlaSil
  2. Çok değerli bir yazı olmuş elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. bloğunuzu yeni keşfettim çok keyifli. teşekkürler..

    YanıtlaSil