29 Ekim 2015 Perşembe

Uçuculuk...

Malezya Havayolları'nın MH17 sefer sayılı uçuşu, Ukrayna hava sahasında vurulmasının ardından yazdığım yazı...

Biz uçucular hep en rahat mesleğe sahip insanlarız...
Sonuçta dünyayı gezen bizleriz...
Pilotlar olarak otopilota alıp uçuşun geri kalanında yan gelip yatanlar bizleriz...
Hostesler olarak 2 tane servis yapıp sonra dünyayı gezenler de...
Bu mesleğe başladığımdan beri artık hakarete varan bu saçmalıklara bağışıklık kazandım...



Gülüyorum sadece söyleyenlere...
Çok da kızmıyorum onlara... 
Bu ülkede hiçbir başarının, hiç bir mesleğin ya da hiç bir doğrunun değeri olmadığı gibi bizlerin de değeri sıfır aslında...
İnsanlar bir yandan imrenirken bu mesleklere, bir de yerin dibine sokma çabasındalar her aptalca anda...
Belki de kendi tatminsizliğini gideriyorlar bizler sayesinde...

Ama...
Jetlag'ı hayat biçimine çevirirken bizleri...
Bir uçak kaçırınca ailelerimizi...
Dünkü gibi bir uçak düşünce de sevdiklerimizi düşünen çıkmıyor ne yazık ki...
Kendi yaptığı işin dışında her işi küçük görenlerin, ileri geri konuşanların yorumlarını hiç göremiyoruz böyle günlerde ne yazıkki...

Havacılığın dini, dili, milliyeti olmaz...
2-3 kişilik uçak düşse de yanar bizim içimiz... Dün Ukrayna'da vurulduğu söylenen 300 kişilik uçaklar düştüğünde de...
Bizler havacıyız, gökyüzüne çıktığımızda aşarız sınırları, o sonsuz maviliği hep beraber paylaşırız...
Sizler için magazinsel bir haber bile olabilir ama bizim içimize bir damla göz yaşı daha akar her görüntüde...
Bizler gizlice yasını tutarken dün MH17'de ölenlerin, yine her zaman yaptığımız gibi biraz daha sıkı bağlanırız hayata...
Çünkü her düşen uçak kadar yakındır ölüm, çünkü bir o kadar gerçektir yaşamak...

TÜM HAVACILIK ŞEHİTLERİNİN RUHU ŞAD OLSUN!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder